Port kateter bakımı Onkolojik ve hematolojik hastalığı olan hastaların tedavisinde son çeyrek yüzyılda önemli değişiklikler yaşanmıştır. Farklı sitostatik maddelerden oluşan standart kombinasyon şemaları monoterapileri büyük ölçekte geri plana itmişlerdir. Aynı zamanda uygulama şekilleride belirgin şekilde kompleks hale gelmiştir. Örnek olarak kolorektal kanserin tedavi şeması veya yan etkileri hafifletmek için yapılan sirkadiyen infüzyon teknikleri gösterilebilir. Bu uygulama formları 24 veya 48 saat süresince güvenli bir santral damar yoluna ihtiyaç duyarlar. Bu nedenle implante edilmiş port kateterlerinin onkolojinin rutininden uzak tutulması düşünülemez. Bu kateterler hem hastalara kolaylık sağlamaktadırlar, hem de tedavi eden doktor ve yardımcı sağlık personelinin işini kolaylaştırmaktadırlar. Yukarıda bahsedilen kompleks tedavi şemalarının hastane dışında poliklinikte yürütülmesi yalnızca bu kateterlerin varlığında mümkündür.
Bir alan çalışmasındaki mevcut veriler, sistemik kemoterapi yapılması gereken hastalarda bu avantajı ortaya koymaktadır. Hastalar için olan bu avantaj bir yandan kemoterapiyi uygularken yapılan invazif girişimlerden (mesela sık sık yerleştirilen santral ven kateterleri) kaçınılmasını sağlarken, diğer taraftan sitostatik aplikasyonu sırasında hastaya serbestçe hareket etme imkanı sağlar. Ayrıca kol bölgesinde sağlam bir venöz sistem varlığı sağlanır ve sürekli kan alımı için iğneyle kolların yaralanması da engellenmiş olur. Bu kateter sistemleri aynı zamanda uygun destek tedavilerinin uygulanmasını da kolaylaştırarak hastaların genel durum ve hayat kalitelerinin korunmasına da yardımcı olurlar. Antiemetik, ağrı kesiciler veya elektrolit çözeltileri gibi çeşitli destekleyici ilaçların gösterildiği liste bu olguları doğrulamaktadır. Yine implante edilmiş port sistemi, parenteral beslenmenin başlanmasını kolaylaştırır ve hastanın genel durumu ve esenliği için erken dönemde karar verilmesini sağlar.